hayvanat bahçesi macerası

Pazar da olsa farketmez günlerden .Biz yine 07,30-08,00 uyanırız.

Emir Paşa geceden programı yapmıştı.Bu pazar kahvaltıya gidilmeyecek.Evde kahvaltı yapılacak,sonra hemen hayvanat bahçesine gidilecek.Bu kaçınılmazdı.
Kahvaltı yapıldı , yola çıkıldı.Hayvanat bahçesine iki ya da üçüncü giriş yapan aileydik.Daha karga bile kahvaltısını yapmadan biz geldik dedik.Bismillah başladık.Aslan , kaplan , puma derken geldik tropikal bölgeye.Burası ,sıcaklıklığın  26 derece , nemin  70 'in üzerinde bulunan kapalı bir alan.Daha adımımı atar atmaz tıkanır gibi oldum ve geri çıktım.Yok yani o ortamda sanki nefesim kesiliyor gibi oluyorum ,gerek yok ayy pis kokuyor ben çıkıyorum diyince mızıklama başladı ki neyse babası ile girdi.Çıktığında 'anne gelmelisin ama kapıdan dönmek yok , gel 'deyince dayanamadım girdim.Ama adım adım gezinmeyle bitecek gibi değil.Annecim  hadi hızlıca bakıp çıkalım kötü kokuyor deyince , hemen mızıklama başladı , koşa koşa babasının yanına dışarı koştu.Yine girdiler , Onbeş dakika daha gezdiler o pis kokulu yeri. Sonunda çıktık.Yürümeye devam edemedik ama çünkü Emir ,yok sen öne geçtin ben geçecektim diye arıza çıkarmaya başlayınca baba dayanamayıp ben gidiyorum dedi ve gitti.Kaldık mı ikimiz.
Neyse gezmeye devam edelim dedim.Güya kroki var yol üstlerinde , hiç de açıklayıcı değildi yani.Bir türlü çıkaşa gelemedik.Çıkışa gelemediğimiz gibi en sona varmışız.Emir>'in yorulan ayakları benim omuzlarımın üstlerinde dinlenmeye başlayınca , dilim bir karış uzamaya başladı.Sonra kucak, en sonunda az kaldı yürü artık diyip indirdim.Çıkışa vardığımızda hem Emir 'e hem babaya benden güzel bir fırça geldi.Bir daha kimse kimseyi bir yerde bırakıp ,alıp başını gidemez , kural bu dedim ve çıt yok.Bir hayvanat bahçesi macerası daha sona ermişti.Fotoğraf çekilmek istemeyen Emir'i ancak bu kadar çekebildim.